Okullarda Yeni Dönem! MEB Açıkladı
MEB milyonlarca öğrenciyi ilgilendiren bir karar aldı.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, meslek liselerinin bulundukları şehirlerdeki istihdam ve üretim alanlarına dikkat ederek şehre özgü meslek liseleri açtıklarını belirtti. Selçuk, “Mesela Konya’da tarımla ilgili büyük bir üretim var. Orada üniversitenin içine dünyanın en gelişmiş tarım teknolojilerini içeren bir tarım lisesi açtık, dünyadaki tarım liselerine bakıp. Diyelim bir ineğin DNA’sına bakmak, gebelik testi yapmak, birtakım AR-GE çalışmaları yapmak, bütün bunlarla ilgili gördüğümüz manzara şuydu: Tokat’ta ve Konya’da tarımla ilgili Tokat’taki üniversitenin kampusünun içine, son derece modern laboratuvarların olduğu, lise öğrencisinin bir AR-GE ortamını rahatlıkla görebildiği liselerden bahsediyoruz. Bu şehre özgü bir şey, oralarda tarımın ilerlemesiyle ilgili, yükselmesiyle ilgili bir durum” dedi. Selçuk, fabrikaların ve otellerin içerisine öğrencilerin eğitimini sürdürebilecekleri okulların açılması konusunda da çalışmaların devam ettiğini belirtti.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, geçen cuma günü Giresun Ülper Şehit Ümit Kılıç Yatılı Bölge Okulu’nu ziyaretinin ardından bir grup gazeteciyle bir araya geldi. Bakan Selçuk, şu mesajları verdi:
Ustabaşları derse girecek
“Bugün Türkiye’de biz eğitimle ilgili konuları örneğin meslek lisesi üzerinden konuştuğumuzda, meslek lisesindeki beceri setleriyle, sanayinin ve hizmet sektörünün ihtiyacı olan beceri setlerinin örtüşmesini hedef olarak alıyoruz. Bu yüzden de 50’nin üstündeki sektörle bire bir toplantılar yapıp, uzun süreli çalışmalar yapıp, ‘Sanayi ve hizmet sektöründe becerilerin yenilenmesine ilişkin olarak neye ihtiyacınız varsa bizim müfredatımız odur. Öğretim programlarımız buna uyum sağlar. Çünkü bizim mezunlarımızın sizin üretimde beklediğiniz niteliklerle yüzde 100 örtüşmesi ana hedefimiz’ dedik. Bu gerçekleşti ve sektör temsilcileri kendi dijital altyapıları, otomasyon yapıları ve uluslararası birtakım standartları gözeterek, örneğin ayakkabıcılık sektörü, robotik alan, otomasyon alanı, turizm alanı, hangi alan olursa olsun her birisinin ihtiyacı olan beceri havuzu ortaya konuldu ve biz bunları ders olarak istiyoruz’ denildi. Bu sağlandı ve bunun ötesinde de ustabaşılarının derse girebilmesinin önü açıldı.”
“Fabrikaların içine okul açılabilmesiyle ilgili bir mevzuat düzenlemesi yapıldı. Mesleki eğitimdeki üretimden elde edilen gelirden yüzde 15 Hazine kesintisi varken bunun yüzde 1’e inmesi ve böylece meslek liselerinde bir üretim patlaması yaşanması temin edildi. Bu çocukların sadece teorik çerçevede değil de aynı zamanda uygulayarak, üreterek öğrenmesine ilişkin bir yaklaşımı getiriyor. Uzun yıllardır MEB’de yürütülen çalışmaların da hedefi hep bu olagelmiştir.”
‘2 yıl içinde 200 okul açacağız’
“Çok uzun yıllardır sanayide ve hizmet sektöründe makine parkı, dijital altyapı, iletişim altyapısı dijitalleşti ve otomasyon çok arttı. Fakat okullardaki makine parkı, okullardaki araç-gereçler, öğretmen nitelikleri, müfredat içerikleri ve benzeri birçok hususun mevcut gelişmelere paralel olarak bir yenilenme ihtiyacı vardı ve biz şu anda bir şekilde yapabildiğimizi okullarda yapıyoruz, yapamadığımız hususlarda da özel sektörün imkanlarını değerlendiriyoruz. Bir otelin içerisinde okul kuralım ve zaten çalışma alanı orası, zaten müşteri orada, öğrensinler, orada kalsınlar, orası okul olsun dedik. Turizm Bakanlığı’mızla iki yıl içerisinde 200 civarında bir okul açacağız, şu anda 50 civarında okulumuz var. Bunların hepsi iş öncelikli, iş garantili okullar.”
Yüzde 1’lik dilimden
“Savunma sanayimiz dünyada öncü noktada. O zaman savunma sanayisinin teknisyen altyapısını yetiştirmek gerekiyor. O zaman ASELSAN’ın içine okul açıyoruz. Gebze’de Organize Sanayi Bölgesi’ne ya da İstanbul Teknik Üniversitesi’nin Teknoparkı’nın içine lise açtık ve bunlar Türkiye’de ilk kez yüzde 1’lik dilimden öğrenci alıyorlar; bu meslek liselerinde hiç olmadı. Şimdi elektrikli otomobil lisesi açtık ve buna benzer neye ihtiyaç varsa artık okul o, eğitim o. Ve bu anlamda yeni çıkan bir yasayla beraber de ilk kez Türkiye’de özel sektör meslek eğitim merkezi açabilme iznini aldı.”
Hem işyeri hem okul
“Yani bütün bunlar yapılırken temel varsayımımız şu: Bizim eğitimimiz üretimin gerektirdiği beceri setini içinde barındırmalı. Aksi takdirde sanayi başka bir şey ister, okul başka bir şey üretir. Şimdi biz şunu söylüyoruz, diyoruz ki; sizin diyelim ki 6-7 tane odanız var mı fabrikada? Bulunur yani bir fabrikada 6-7 oda, burayı meslek merkezi yapalım. Öğretmen bizden, siz öğretmen ücreti de vermeyeceksiniz, sadece ustabaşılarınız bize yardımcı olacaklar. Orası iş yeri, öğrenci orada, üretime katılıyor, her gün üretimi görüyor ve çalışıyor. Şimdi bunun olmaması için engel şuydu: Bir fabrikanın içinde eğitim kurumu olmaz biçiminde bir sınırlama vardı, onu sekiz ay önce kaldırdık.
“Meslek liselerinin önünü açabilmek için Türkiye Odalar Borsalar Birliği’yle ortak bir çalışma yaptık ve organize sanayi bölgelerinin içinde ya da dışındaki yüzlerce okulun hamiliğini üstlendiler. Yani bire bir artık okulun yönetimi sadece öğretmenler tarafından yapılmayacak, iş dünyasının temsilcileri yönetim kurulunda olacaklar ve ihtiyaçları birlikte değerlendirecekler ve o okulun gidişatını, dersini, içeriğini birlikte değerlendirip sektörün ihtiyacı neyse ona göre düzenleyecekler, böyle bir yönetimde ortaklık.”
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, geçen hafta Giresun Ülper Şehit Ümit Kılıç Yatılı Bölge Okulu’nu ziyaretinin ardından bir grup gazeteciyle bir araya geldi.
EBA birinci sırada
Dijital mesleki eğitim konusunda en çok öğretmen eğitimi yapan ülkenin Türkiye olduğuna dikkati çeken Bakan Selçuk, “Bunu uluslararası kuruluşlar söylüyor. İşte bu hafta mesela EBA eğitim alanındaki dünyadaki bütün siteler içerisinde birinci sıraya yükseldi. Daha da ilerleyeceğiz, açık ara fark olacak” dedi.
Bin okulda özel çalışma
“Bir araştırma yaptık, dedik ki, başarının en düşük olduğu, disiplin sorunlarının en yüksek olduğu, okul içi üretimin en düşük olduğu, devamsızlığın en yüksek olduğu okullar hangileri? 3 bin 500 okul içinden bin okul seçtik. Bakan yardımcımız Mahmut Özer Bey bu çalışmayı yönetiyor. Bin okulun tamamının bilgisayar laboratuvarları, spor tesisleri, tasarım beceri atölyeleri, öğretim eğitimleri, yazarlarla buluşmalar, sinema, tiyatro vesaire gibi etkinliklerin düzenlenmesi, yani o okulların ekosisteminin düzenlenmesi ve dönüştürülmesi için bir proje başladı ve her bir öğrencimiz için özel bir portfolyo oluşturduk. Bu çocuğun neye becerisi var, neye ilgisi var, bunlara özel üniversite giriş hazırlık çalışmaları, kursları düzenledik.”
‘Şehrin ihtiyaçlarını dikkate alıyoruz’
“Her ülkenin modeli kendinedir, çünkü ülkedeki milli gelire bakarak siz meslek eğitimini yapılandırırsınız. Mesela bizim meslek liselerimizin bulundukları şehirlerdeki istihdam alanları ve üretim alanları, yani bu şehirde şunlar üretiliyor, şu sektörler var, bu örtüşme yüzde 20’ler civarındaydı. Şimdi biz onu ne yapıyoruz? Bağlantıyı kuruyoruz tüm ekibimizle birlikte. Şehrin ihtiyaçlarını, buradaki üretimi dikkate alıyoruz. Mesela Konya’da tarımla ilgili büyük bir üretim var. Orada üniversitenin içine dünyanın en gelişmiş tarım teknolojilerini içeren bir tarım lisesi açtık, dünyadaki tarım liselerine bakıp. Diyelim bir ineğin DNA’sına bakmak, gebelik testi yapmak, birtakım AR-GE çalışmaları yapmak, bütün bunlarla ilgili gördüğümüz manzara şuydu: Tokat’ta ve Konya’da tarımla ilgili Tokat’taki üniversitenin kampusunun içine, son derece modern laboratuvarların olduğu, lise öğrencisinin bir AR-GE ortamını rahatlıkla görebildiği liselerden bahsediyoruz. Bu şehre özgü bir şey, oralarda tarımın ilerlemesiyle ilgili, yükselmesiyle ilgili bir durum.”
‘Salgında meslek liseleri kapasitelerini gösterdi’
Meslek liselerinin öneminin salgın döneminde daha da iyi anlaşıldığını vurgulayan Bakan Selçuk şöyle devam etti: “Ayrıca salgın dönemiyle beraber meslek liselerinin üretim kapasitesinin olduğunu gösterdik. Yani diyelim ki dijital solunum cihazı, şimdi meslek liseleri böyle bir şeyi üretmez. Ama ‘Bize üç hafta süre verin, filanca hoca da bizim danışmanımız olsun, biz bunu üç haftanın içinde yaparız’ dediler ve yaptılar, daha önce bu yapılmazken. Mesela maske, siperlik, tıbbi cihazlar, bunların hiçbirisi hiçbir şekilde meslek liselerinde üretilemezdi, üretiliyor. Yani bunu şunun için söylüyorum: Meslek liselerini gerçekten üretimin alanlarına dönüştürmemiz lazım, sadece kitaptan okuyarak yapamayız biz bunu. Tamamen fotoğrafa bakıyoruz, yani neyi ithal ediyorsak, nerede ihtiyaç varsa oraya bir nokta koyuyoruz. Arkadaşlarımız bu konuda son derece dikkatli.” (Milliyet)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.