Ücretli öğretmenlerin ekonomik durumu çok kötü

Ücretli öğretmenlerin ekonomik durumu çok kötü

Ücretli öğretmenlerin ekonomik durumu çok kötü

Adalet kavramı insanlık tarihinin en çok üzerinde durulan kavramlarından biri, belki de ilkidir. Adaletin hâkim olduğu bir dünya düzeni ve toplumsal ilişkiler ağı hemen herkesin üzerinde uzlaşacakları taleplerdir. Fakat uygulamada adalet isteği maalesef gerekli özeni görmüyor. Adaleti kendi işimize geldiği müddetçe istiyoruz.

İşin içerisine siyaset ve siyasi tarafgirlik girdiği zaman, adalet kavramı sadece bir retorik malzemesi olmaktan öteye geçemiyor. Herkes konuşunca adaletten taraftır, lakin gözler bazen zulmü görürken bazen de görmezden gelmekte hatta zulmü alkışlamaktadır.

Neyin doğru veya yanlış olduğuna belli ilkeler üzerinden ve vicdanımızdan süzerek karar vermek yerine kolaycılığa kaçıyor ve mensubu olduğumuz siyasi parti veya cemaat-topluluk tutumuna göre şekilleniyoruz. Bu kolaycılık bizleri maalesef vicdansız ve duyarsız hale getirebiliyor.

Ötekileştirdiklerimizin hatalarını aramaktan, kendi çevremizdeki adaletsizlikleri göremez oluyoruz. Mensup olduğumuz kesim tarafından yapılan adaletsizlikleri meşrulaştırmak için bin dereden su getiriyoruz.

Geçenlerde ücretli öğretmenlerin bulunduğu bir sohbet odasında, ücretli öğretmenlere kadro talepleri konuşuluyordu. Sınav olmadan kendilerine kadro verilmesini talep ediyorlardı.

Ben ilkesel olarak ücretli öğretmenlik uygulamasına karşıyım. Sadece istisnai durumlarda başvurulması gereken bir uygulamadır.

Ücretli öğretmenlerin ekonomik durumu çok kötü. Onların hakkının eğitim sendikaları tarafından savunulduğuna da şahit olmadım. Herkes kendi kesesinin derdinde.

Ücretli öğretmenlikte bile bin türlü adaletsizlik uygulaması mevcut. Kendim de bireysel olarak bu adaletsizliklere şahit oldum. Torpilin olmadan ücretli öğretmen olmak çok zor. Burada bile adaletle görevlendirilmelerin yapılmıyor olması çok üzücü bir durum.

Allahtan başka kimsesi olmayanın işi hem çok kolay hem de çok zor. Adam olmak bir şey ifade etmiyor; önemli olan adamının olmasıdır.

Ben söz konusu ücretsiz öğretmenlere, atanma taleplerinin doğru olmadığını, yüksek sayıda öğretmen atamasının KPSS ile yapılmasının gerektiğini, aksi durumda adaletsizlik olacağını belirttim. Fakat ücretli öğretmen arkadaşlar çok hoş olmayan bir tarzda kendilerinin atanmasının gerekliliğini dile getirdiler. Sınavsız bir atamada ücretli öğretmenlik yapmayan ama liyakatli öğretmen adaylarına adaletsizlik olacağı yönündeki sözlerim onlar için bir şey ifade etmedi.

Ücretli öğretmen arkadaşlara, öğretmen olarak atandıklarında yetiştirdikleri öğrencilere adalet ve liyakati utanmadan nasıl anlatacaklarını sordum. Sadece kendi çıkarını talep eden insanların bu topluma hizmet edemeyeceklerinin altını çizdim.

Evet sevgili dostlar, bizler tarafgirlikle olaylara yaklaştığımızda, senin hırsızın ve arsızın kötü benimki iyi noktasının ötesine gidemeyiz. Her konuyu siyasetin malzemesi yapmazsak vicdanımızı harekete geçirebiliriz.

“Adalet mülkün temelidir” sözünün toplumsal hayatımızda anlam kazanması için ahlaklı insanlar olmamız gerekiyor. Adalet üzerinde yükselmeyen devletlerin insanlığa hayır getirmesi mümkün olamaz.

Adaletin tarafgirliğe kurban edilmediği bir gelecek ümidiyle….

Doç. Dr. Abdulvahap Akıncı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum