Ünlü ekonomist İslam Memiş, Dünya Ekonomik Forumu Başkanı Klaus Schwab'ın son açıklamalarını ele alarak büyük sıfırlama kavramını incelemektedir. Bu makalede, Schwab'ın "Kovid-19'un tüm sonuçlarını ele almak ve ekonomik, sosyal, ekolojik düşünce yapılarımızı sıfırlamak adına geleceğe birlikte yürümek için yapılan büyük bir uyandırma çağrısıdır" ifadeleri ile başlayan bu önemli konuyu derinlemesine inceleyeceğiz.
Büyük Sıfırlama Nedir?
Büyük sıfırlama kavramı aslında ekonomide yeni bir olgu değildir. 2008 ekonomik krizi bu fikrin temelini atmıştır. Ancak, 2019 Ekonomik Forumu Zirvesi'nde bu konu daha fazla önem kazanmıştır. 2020'de düzenlenen 50. Dünya Ekonomik Forumu'nda ise büyük sıfırlama daha fazla tartışılmış ve önemsenmiştir. Özellikle kapitalizmin temel ekonomik büyüme konusundaki zorlukları, gelir dağılımındaki eşitsizlik ve diğer ekonomik sorunlar, büyük sıfırlamayı gündeme getirmiştir.
Büyük sıfırlama kavramıyla birlikte bir dizi hedef belirlenmiştir. Bunlar arasında sürdürülebilirlik, adalet, kapsayıcılık, dijitalleşme ve sınırsız bir dünya bulunmaktadır. Bu hedefler, mevcut ekonomik sistemdeki eksiklikleri gidermeyi amaçlamaktadır. Ancak, en büyük endişe, bu dönüşüm sürecinin toplumsal kaosa yol açabileceğidir. Bu nedenle, reform hareketleri ve toplumsal sözleşmelerin yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir.
Dünya Ekonomik Forumu Başkanı Klaus Schwab, büyük sıfırlama sürecinde önceliklerini belirlemiştir. Bu öncelikler şunlardır:
- Toplumsal sözleşmelerin daha kapsayıcı hale getirilmesi.
- Doğa dostu, yeşil enerji kullanımının teşvik edilmesi.
- İnsan odaklı teknoloji ve dijitalleşme.
- Paydaş kapitalizme geçişin sağlanması.
- Küresel ve bölgesel iş birliklerinin güçlendirilmesi.
Schwab, bu öncelikleri büyük bir vizyonla sunarak dünyanın ekonomik ve sosyal yapısını kökten değiştirmeyi hedeflemektedir.
Büyük sıfırlama, dünya düzenini yeniden şekillendirmeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda ekonomi, üretim modeli, yeşil enerji, sağlık, toplum modeli, sosyoloji ve paradigma değişimi gibi birçok alanı içermektedir. Aynı zamanda siyasi, ahlaki, sosyolojik ve ekonomik kavramların yeniden tanımlanmasını gerektirmektedir. Schwab'ın ifadelerine göre, mevcut düzen yetersiz ve kırılgandır ve bu değişikliklerin kaçınılmaz olduğunu savunmaktadır.