Bugün 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü. Türkiye’de öğretmenler günlerini yoksulluk sınırının altında ücret ve geçim derdiyle karşılıyor. Piramidin en altında ise sayıları yüz bine yaklaşan güvencesiz, asgari ücretin altında bir ücretle kölelik koşullarında çalıştırılan ücretli öğretmenler var. Ayşe Öğretmen de ataması yapılmayan on binlerce ücretli öğretmenden sadece biri.
17 yıldır ücretli öğretmenlik yapan Ayşe Öğretmen’in, tatillerde maaşı kesiliyor, sigortası çalışmadığı gün yatmıyor. Geçen yıl aldığı en yüksek maaş 19 bin TL olmuş. Bu yıl henüz hesabına temmuzdan bu yana henüz tek bir kuruş dahi yatmamış. Köyde yaşayan Ayşe Öğretmen’in her gün en az 4 saati yolda geçiyor. Yazları bağ ve bahçede yevmiye usulüyle çalışarak geçimini sağlamaya çalışıyor.
‘Branşımda sadece 1 kontenjan açıldı’
Muhasebe ve finansman öğretmenliği branşında 17 yıldır atama bekleyen Ayşe Öğretmen, Türkiye genelinde geçen yıl branşı için sadece 1 kontenjan açıldığı bilgisini veriyor. Bu kontenjan sayısıyla atamasının yapılmasının mümkün olmadığını belirten Ayşe Öğretmen “Sadece görev yaptığım okulda kendi branşımdan 4 ücretli öğretmen görev yapıyor. Buna rağmen sadece 1 kontenjan açılması gerçekten çok trajikomik bir durum. Ücretli öğretmenler olarak devletin öğretmen açığını kapatıyoruz. Demek ki bize ihtiyaç var. O vakit bizi neden kadrolu olarak atamıyorsunuz” diye sordu.
‘Okullar kapanınca öğretmen sayılmıyoruz
Okullar tatil olduğunda ücret alamadıklarını, nöbet tuttuklarında ödeme yapılmadığını anlatan Ayşe Öğretmen “Kar tatili, bayram, ara tatil ve resmi tatillerde ücretimiz kesiliyor. Geçen yıl ücretimizde kesinti olmayan sadece 2 ay oldu. Onda da elime geçen en yüksek ücret ayda 19 bin TL oldu. Yani okul, ders varsa para var, yoksa para yok bize. Okullar kapandığında öğretmen sayılmıyoruz” ifadelerini kullanarak bunun öğretmenlik mesleği onuruna aykırı olduğunu söyledi.
'Baskı ve mobbing eksik olmuyor'
Ekonomik sıkıntıların yanı sıra okul yönetimlerinin de ücretli öğretmenlere baskı ve mobbing uyguladığını belirten Ayşe Öğretmen “Müdür ya da idareyle ters gittiğinde ya da hakkını aradığında işsiz kalma tehdidiyle karşılaşıyoruz” dedi. Ücretli öğretmenlerin, veliler hatta öğrenciler tarafından da zaman zaman mobbinge uğradığını anlatan Ayşe Öğretmen, yaşadığı bir olayı aktardı: “Bir öğrencimi ders konusunda uyardığımda ‘Sen öğretmen bile değilsin, ücretlisin, atanamamışsın’ cevabını verdi. Kendimi çok kötü hissettim.” Ücretli öğretmenliğe devam edebilmek için bile her yıl KPSS’ye girmek zorunda olduğunu çünkü ücretli öğretmenlik görevlendirmesi yapılırken sınav puanı istendiğini dile getiren Ayşe Öğretmen “Buna rağmen hakaretlere maruz kalıyoruz. ‘İki yıllık öğretmenlik mezunları’, ‘at binicisi’, ‘at bakıcısı’, ‘Siz öğretmenlik vasfına sahip değilsiniz’ gibi şeyler söylüyorlar” diye konuştu.
Günde 4 saat yolda geçiyor
Üç çocuğuyla birlikte köyde tek başına eski bir taş evde 13 yıldır yaşam mücadelesi verdiğini anlatan Ayşe Öğretmen “Ev baba evi, kira yok ama yaşam ve ulaşım zorluğu var. Her gün okula toplu taşımayla gidiyorum. Merkezdeki okulumla köyün arası iki saat. İki saatte dönüş günlük 4 saat yolda geçiyor. Otobüs saat başı geçiyor, kaçırdığımızda bir saat bekliyoruz” dedi.
‘Yazın yevmiyeli işlerde çalışıyorum’
Okullar tatil olduğunda maaş alamadığı için yazları hem kendisinin hem de büyük oğlunun yevmiyeli işlerde çalıştığını anlatan Ayşe Öğretmen “Büyük oğlum yazları garsonluk yapıyor. Ben de bağ bahçe işlerine giderek yevmiye usulü çalışıyorum” dedi. Üç çocuğunun da öğrenci olduğunu belirten Ayşe Öğretmen, “Kızım 11. sınıf, küçük oğlum 10. sınıfta ve Tip 1 diyabet hastası. Büyük oğlum ise bu yıl üniversiteyi kazandı. Okullar açılalı üç hafta oldu ama ben maaş yüzü görmedim. Üniversitedeki oğluma nasıl harçlık göndereceğim onu düşünüyorum. Ücretli öğretmen olduğum için 3 çocuğum da benimle birlikte mağdur oluyor. Yazık günah değil mi?” diye sordu.
‘Temel ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz’
Ücretli öğretmenlerin aldıkları ücretle temel ihtiyaçlarını bile karşılamalarının mümkün olmadığına dikkati çeken Ayşe Öğretmen “Üst baş almak imkansız. Eski püskü ne varsa onları giyiyorum. Aldığımız ücret ancak faturalara gidiyor, çocukların cebine birkaç lira harçlık koyuyorum. Tatil zaten bizim için hayal. Yazları çalışmakla geçiyor. Üniversite okurken bunları hayal etmemiştim. Ücretli öğretmenlik insanı ekstra yıpratıyor, daha hızlı yaşlanıyorsunuz” ifadelerini kullanarak kadrolu öğretmenlerle aynı işi yapmalarına rağmen daha düşük ücret almalarına isyan ediyor.
Özel sektörde sömürü yoğun
Atama bekleyen öğretmenlerin sayısı 700 bine dayanmasına rağmen ataması yapılmayan yüz binlerce öğretmen de özel sektörde çalışmak zorunda kalıyor. Özel sektördeki öğretmenler de düşük ücret, uzun mesai saatleri, mobbing ve güvencesiz çalışma koşullarıyla karşı karşıya. Özel okulda çalışan bir öğretmen yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor: “Düşük ücret, uzun çalışma saatleri, belirsiz süreli iş sözleşmeleri, 10 No’lu torba iş kolunun getirdiği hak kayıpları, toplu iş sözleşmesi ve grev hakkımız yok. Mobbing ve baskı ise çok yoğun. En temel sorunumuz ise taban maaş hakkı yerine asgari ücretin bir tık üstündeki ücretlerle çalıştırılıyor olmamız. Açlık sınırında yaşamaya mahkum ediliyoruz.”
‘Emekli olmaktan korkuyoruz’
Kamuda kadrolu olarak görev yapan öğretmenlerin durumu özel sektör ve ücretli öğretmenlere göre daha iyi olsa da onlar da yoksulluk sınırının altında ücrete mahkum. “En büyük sorun ücretler” diyerek sözlerine başlayan kadrolu öğretmen, ek ders ve sınav ücretleri dahil edilmesine rağmen yoksulluk sınırının altında maaşlarla çalıştıklarını söyledi. Birçok meslektaşının emekli olunca geçinemeyeceği için emekli dilekçesini geri çektiğini anlatan kadrolu öğretmen “Yeni atanan öğretmenlerin durumu ise çok daha kötü. İnsanca yaşayabileceğimiz ve emeklilikte geçinebileceğimiz bir ücret talep ediyoruz” diye konuştu.
500 aşkın öğretmen atama bekliyor
1 milyon 187 bin 409: Toplam öğretmen sayısı
177 bin 738: öğretmen özel okullarda görev yapıyor
64 bin: Sözleşmeli öğretmen sayısı
100 bin (yaklaşık): Ücretli öğretmen
500 bin: Öğretmen atama bekleyiyor
100 bin: Öğretmen açığı sayısı
EYLEM NAZLIER
Evrensel.net