AFAD, İstanbul Depreminde Son Gelişmeleri Duyurdu!

AFAD, İstanbul Depreminde Son Gelişmeleri Duyurdu!

İstanbul Deprem Riski: AFAD'ın Açıkladığı Yüksek Riskli İlçeler ve Zemin Sıvılaşması Hakkında Bilinmesi Gerekenler. Güvende Olmak İçin Önlemlerinizi Alın!

İstanbul'da deprem riski her zaman gündemde olan bir konu olmuştur. Ancak son açıklamalara göre, olası bir İstanbul depreminde en yüksek risk taşıyan ilçeler net bir şekilde belirlendi. AFAD'ın zemin sıvılaşması riskine göre oluşturduğu listede, dikkat çeken ilçeler şunlardır:

Bakırköy

Bakırköy ilçesi, olası bir depremde yüksek risk taşıyan bölgelerin başında gelmektedir.

Bahçelievler

Bahçelievler, deprem riski bakımından ciddi bir tehdit altındadır.

Küçükçekmece

Küçükçekmece ilçesi, zemin sıvılaşması potansiyeli ile dikkat çekmektedir.

Esenler

Esenler ilçesi, deprem riski taşıyan bölgeler arasında yer almaktadır.

Başakşehir

Başakşehir, olası bir depremde dikkat edilmesi gereken bölgelerden biridir.

Esenyurt

Esenyurt ilçesi, zemin sıvılaşması açısından risklidir.

Avcılar

Avcılar ilçesi, deprem potansiyeli yüksek bölgelerden biridir.

Beylikdüzü

Beylikdüzü, deprem riski taşıyan ilçeler arasında yer almaktadır.

Büyükçekmece

Büyükçekmece ilçesi, olası bir depremde dikkat edilmesi gereken bölgelerden biridir.

Tuzla

Tuzla ilçesi, zemin sıvılaşması riski ile karşı karşıyadır.

Pendik

Pendik ilçesi, deprem potansiyeli taşıyan bölgeler arasındadır.

Maltepe

Maltepe ilçesi, deprem riski bakımından ciddi bir tehdit altındadır.

Sultanbeyli

Sultanbeyli ilçesi, olası bir depremde dikkat edilmesi gereken bölgelerden biridir.

Üsküdar

Üsküdar ilçesi, deprem riski taşıyan ilçeler arasında yer almaktadır.

Fatih

Fatih ilçesi, zemin sıvılaşması potansiyeli ile dikkat çekmektedir.

afad2.jpg

Bu ilçelerde yaşayanların deprem riskine karşı dikkatli olmaları ve gerekli önlemleri almaları son derece önemlidir. Depremin etkisi altında, binaların üç farklı şekilde etkilenebileceği unutulmamalıdır:

  1. Yapılar devrilebilir.
  2. Yapılar yan yatabilir.
  3. Yapılar içeri doğru göçebilir.

Bu nedenle, binaların inşası sırasında zeminin özellikle dikkate alınması gerekmektedir.

Zemin Sıvılaşması Nedir?

Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yurdakul Aygörmez, zemin sıvılaşması konusunda önemli bilgiler vermektedir. Zemin sıvılaşması, zemin tanecikleri arasındaki boşluk suyunun fazla olmasından kaynaklanan bir olaydır. Kum tanecikleri, suya doygun hale geldiğinde, depremin etkisiyle bu su nedeniyle zeminin sertliğini ve direncini kaybeder. Bu durumda, binaların üç farklı şekilde etkilenebileceği belirtilmektedir:

  1. Yapılar devrilebilir.
  2. Yapılar yan yatabilir.
  3. Yapılar içeri doğru göçebilir.

Bu nedenle, herhangi bir yapının inşası sırasında zemin analizi büyük bir önem taşır.

Sahil Şeridi ve Dolgu Alanlarında Dikkat

Özellikle sahil şeridine yakın ve dolgu alanlarında zemin sıvılaşması riski daha sık görülmektedir. Bu durum, geçmiş depremlerde özellikle Hatay Antakya ilçesi ve Adıyaman'ın Gölbaşı ilçesinde sıkça karşılaşılan bir durumdur. Bu bölgelerde binaların yan yattığı, devrildiği ve zemin katının göçtüğü durumlar yaşanmıştır. Bu nedenle, sahil şeridi ve dolgu alanlarında yapılacak binaların zemin analizlerinin dikkatlice yapılması gerekmektedir.

Yer Altı Su Seviyesine Dikkat

Zemin sıvılaşması özellikle dere yatakları gibi yerlerde sık görülen bir durumdur. Doğal olarak oluşan bu sıvılaşma, yer altı su seviyesinin yüksek olduğu bölgelerde daha sık görülür. Bu nedenle, zemin analizi yapılırken yer altı su seviyesi de dikkate alınmalıdır. Eğer yer altı su seviyesi 15 metrenin altındaysa risk düşüktür. Ancak bu seviyenin üzerindeyse, 0 ila 10 metrenin arasındaysa yer altı su seviyesi risk oluşturur ve sıvılaşma risk analizi yapılmalıdır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.