Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, A Haber canlı yayınında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Şimşek, küresel ekonomideki gelişmelerin Türkiye’ye etkilerini anlatarak hem risklere hem de fırsatlara dikkat çekti.

Şimşek, küresel bağlantısallığın yüksek olduğuna vurgu yaparak, “Hiçbir ülke küresel olarak baktığın zaman bir ada değil. Bağlantısallık çok yüksek. Yani ticaret savaşları risk iştahını etkiliyor, sizi etkiliyor. Birçok boyutuyla dış konjonktür değerli.” dedi.

“Bizim için fırsatlar içeriyor”

2026 yılına dair öngörülerini paylaşan Şimşek, “Kısa vadeli baktığımızda bu sene zor bir dış konjonktür geçirdik ama 2026’da şöyle bir resimle karşı karşıyayız. Büyüme yüzde 3 civarı yani bu seneden çok farklı olmayacak. Ticarette korumacılık artık yasal bir sorun, geçici bir durum değil. Çok büyük ihtimalle gelecek sene küresel ticaretteki büyüme yüzde 2’nin altına düşecek. Bu olumsuz bir gelişme. Ancak küresel enflasyondaki düşüş devam ediyor. Küresel finansal koşullar bu anlamda daha elverişli olacak. Özellikle petrol fiyatlarında düşüş öngörülüyor. Bu ülkemiz açısından bir avantaj. Büyümenin düşük seyretmesi ve korumacılığın artması olumsuz olsa da bazı yapısal sorunlar bizim için fırsatlar içeriyor.” ifadelerini kullandı.

“İhracatımızın yüzde 62’si korunaklı”

Ticarette artan korumacılığa rağmen Türkiye’nin avantajlı konumda olduğuna dikkat çeken Şimşek, “Türkiye’nin ihracatının yüzde 62’si serbest ticaret anlaşmalarımızın olduğu 54 ülkeye gidiyor. Yani ihracatımızın yüzde 62’si korunaklı. Eğer dünyada korumacılık bir parçalanmaya yol açıyorsa bölgesel entegrasyon ön plana çıkıyor. Terörsüz Türkiye ile birlikte yakın coğrafyamızla daha güçlü bir entegrasyon ihtimali yüksek. Orta Asya, Orta Doğu, Kuzey Afrika gibi bölgeler dikkate alındığında ihracatımızın neredeyse yüzde 80’inden fazlası serbest ticaret anlaşmalarımızın olduğu ülkeler ve dost ülkelerle gerçekleşiyor. Bu da bizim için önemli bir fırsat.” dedi.